SERİLER
Benimsin
2016
Tasfiye
Birkaç yıldır gündemimde bu var. Ne çok eşya biriktirmişiz ailece. Onlardan kurtulma işi bana verildi. Ama ne mümkün. Günün birinde işe yarar düşüncesiyle poşetlere, kutulara, çekmecelere, odalara yığılmış irili ufaklı, eski püskü şeyler.
İşe yaradılar. Bu sergiye vesile oldular.
Objeler
Onlara çok ama çok yakından bakmak istedim. Değişmiş, tanınmaz hale gelmişler. İşlevlerini, kimliklerini kaybetmişler. Çoğunu tanımıyorum. Yok olma yolundalar. Toz var. Çok fazla toz var. Toz taneciği meğer bir nokta değil bir iplikçik imiş. Tüm bu objeleri de ince lifler, çizgisel sıralanmalar, zincirler oluşturuyor. Toz tanecikleri belli ki böyle eşyalardan, belki canlılardan, cansızlaşarak kopup dağılmışlar. Her yerdeler. Bazıları da ben objeleri fotoğraflarken, o esnada kurtuluyorlar büyük yapıdan. Toz tekrar eşya oluyor mu?
Eski fotoğraflar
Elbette. Çok fazla fotoğrafım var. Eskicilerden gelenlerle ailemden gelenler birbirine karışma yolunda. Kim bunlar? Onlar da atılacak birer eşya olmuş. Bu eski fotoğraflar kartondan, gümüşten, jelatinden ve ışıktan yapıldılar. Şimdi hepsi kaynaklarına geri dönme yolundalar. Bu solma, yok olma sürecini hızlandırmak istedim. Taklit ettikleri insanların yanına yollamak istedim onları ve onları bu hale ben getirdim. Fotoğrafladım ve azat ettim.
Videolar
Biri inşa, diğeri imhaya dair. Birini, çarkıfelek bitkisinin bir tutam ölü deliotu içinde yerleşeceği adresi arayışını hızlandırdım, diğerini, ilk alev söndükten sonra kıvılcımların yanmış kağıt ve pamuk lifleri içinde yakacak yer aramalarını ise yavaşlattım. Gördüm ki, inşa ve imha aynı dansa sahip. İkisinin adımlarını uydurdum.
Şubat 2016